Kırım’ın Karmaşık Tarihi (1991-2014)

1991-2014 arasındaki Kırım tarihi, bölgenin jeopolitik gerilimlerin ortasında bulunması nedeniyle siyasi, kültürel ve toprak mücadelelerinin bir hikayesidir. Bu dönem, Sovyetler Birliği’nin çöküşünü, bağımsız Ukrayna’nın ortaya çıkmasını ve ardından Kırım’ın statüsü üzerindeki tartışmaları içermiştir. İlk bağımsızlık ilanından Rusya tarafından tartışmalı bir şekilde ilhak edilmesine kadar, Kırım, kaderini şekillendiren ve bölgesel istikrar için derinlemesine etkileri olan olaylar dizisi yaşadı. Bu makale, bu dönemdeki Kırım’ın karmaşık anlatısına inerek, yaşanan büyük olayları, çatışmaları ve güç mücadelelerini aydınlatmaktadır.

Bağımsızlık İlanı ve Erken Yıllar (1991-1994)

1991 yılında Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte, daha önce Ukrayna SSCB içinde Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti olan Kırım, bağımsız Ukrayna içinde Kırım Özerk Cumhuriyeti haline geldi. Kırım’ın etnik Ruslar, Ukraynalılar ve Kırım Tatarlarından oluşan çeşitli nüfusu, bölgenin geleceğini şekillendirmede önemli bir sosyal dokuyu sunmuştur.

1992 yılında Kırım, çoğunluk Ukrayna’nın kontrolüne ilişkin endişeleri nedeniyle, daha fazla özerklik lehine bir referandum düzenledi. Bununla birlikte, Kırım’ın bağımsızlık ilanı, Ukrayna hükümeti tarafından direnişle karşılandı ve bir çıkmaz durumu ve siyasi müzakereleri beraberinde getirdi.

1994 yılında, Ukrayna ve Rusya Budapeşte Anlaşması’nı imzaladı. Bu anlaşma, Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü garanti ederken nükleer silahlarını vazgeçmesini sağlamaktaydı. Bu anlaşma, Kırım’ın Ukrayna’nın bir parçası olarak daha da sağlamlaştırılmasını sağladı, ancak temeldeki gerilimler devam etti.

Siyasi İstikrarsızlık ve Güç Mücadeleleri (1995-2010)

Sonraki yıllar, Kırım’da siyasi istikrarsızlık, güç mücadeleleri ve bölgenin kimliği üzerine şekillenen çeşitli liderlerin kontrolüne yönelik mücadelelerle dolu geçti. Bu mücadeleler genellikle etnik temsil, dil hakları ve Kiev ile Simferopol, Kırım’ın başkenti arasındaki güç dengesi gibi konular etrafında döndü.
1990’ların sonlarında, Kırım, birkaç bölgesel hükümetin görevden alınması ve Kırım’ın bağımsızlık lehine olan Yuri Meşkov’un seçilmesi gibi siyasi krizler yaşadı. Meşkov’un başkanlığı, Kırım’ın bağımsızlık yanlısı duruşuyla Ukrayna’nın çıkarlarıyla çeliştiği için kısa ömürlü oldu ve 1995 yılında görevden alındı.

1995-2010 dönemi, Ukrayna tarafından atanan valilerin ardı ardına gelmesine tanık oldu. Bu valiler, Ukrayna’nın Kırım üzerindeki kontrolünü sürdürmeyi amaçladılar. Bununla birlikte, özellikle Rusça konuşan nüfus arasında daha yakın Rusya ile ilişkiler ve Kırım için daha fazla özerklik talep eden kesimler arasında gerilimler devam etti.

Turuncu Devrim ve Kırım Krizi (2004-2009)

2004 yılındaki Turuncu Devrim, Ukrayna’nın cumhurbaşkanlık seçimlerinde seçim hileleri iddialarıyla tetiklenen bir dizi olaydır ve Kırım’ın siyasi manzarasında önemli bir etkiye sahipti. Viktor Yuşçenko, Avrupa yanlısı aday olarak zafer kazanan kişi, Kırım’da destek oranının rakibi Viktor Yanukoviç’e göre daha zayıf olduğu bir bölgede direnişle karşılaştı.
Batıdaki Avrupa yanlısı ve doğudaki Rus yanlısı arasındaki siyasi ayrım, özellikle Kırım’da belirgin bir şekilde ortaya çıktı ve bölgedeki karmaşık etnik ve dilbilimsel dinamikleri vurguladı.

Yanukoviç’in Başkanlığı ve Kırım’ın İlhakı (2010-2014)

2010 yılında başlayan Viktor Yanukoviç’in başkanlığı, Kırım’da yeni zorluklar getirdi ve Rusya’nın etkisini artırdı. Yakın ilişkileri tercih eden Yanukoviç, Rusya ile 2042 yılına kadar devam edecek olan Sevastopol’deki Rusya’ya ait deniz üssü için bir anlakiralama anlaşması imzalayarak bölgenin Moskova ile olan bağlarını daha da güçlendirdi.

Ancak, Yanukoviç’in yönetimi yolsuzluk, otoriterlik ve Ukrayna halkı arasında artan hoşnutsuzlukla gölgelendi. Kasım 2013’te Avrupa Birliği ile olan bir ilişki anlaşmasından geri çekilme kararı, Kiev’de geniş çaplı protestolara yol açtı. Euromaidan hareketi olarak bilinen bu protestolar, demokratik reformlar, şeffaflık ve Avrupa’ya daha yakın bir bağlanma taleplerini içeriyordu.

Euromaidan protestoları Kırım’a da yayıldı ve Rusça konuşan nüfus bu hareketi şüpheyle karşıladı. Kırım’da, Yanukoviç’e destek verenlerin yanı sıra Rusya’ya daha yakın ilişkileri savunanlar arasında büyük çaplı gösteriler düzenlendi.

2014 Şubatında, Kiev’deki protestolar şiddetlendiğinde ve Yanukoviç ülkeyi terk ettiğinde, Rusya, Kırım’daki artan huzursuzluktan faydalandı. Rus askeri güçleri, zaten var olan kiralama anlaşması gereği bölgedeki önemli hükümet binalarını ve askeri tesisleri ele geçirerek Kırım’ı etkili bir şekilde ilhak etti.

İlhak ve Uluslararası Tepki (2014)

Rusya’nın Kırım’ı ilhak etmesi uluslararası toplumda şok etkisi yarattı, çünkü bu, Ukrayna’nın egemenliği ve toprak bütünlüğüne aykırı bir eylem olarak kabul edildi. Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği ve birçok diğer ülke, bunu uluslararası hukuka aykırı bir hareket olarak gördü ve kınadı.

İlhaka yanıt olarak, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği, Rusya’ya ekonomik yaptırımlar uyguladı ve ekonominin temel sektörlerini hedef aldı. İlhak ayrıca Rusya’nın Batı ile ilişkilerinin gerilmesine, yeni bir gerilim dalgası ve bölgedeki güvenliğin yeniden değerlendirilmesine yol açtı.

Advertisement

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s